1 su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı pudra şekeri
1 su bardağı tahin
1’er paket kabartma tozu ve vanilya
Aldığı kadar un(ortalama 5-5,5 bardak)
Üzeri için yumurta akı ve iri kırılmış fındık
YAPILIŞI:
Ganaj için
200 gr sıvı krema
350 gr bitter kuvertür
Pandispanyayı ıslatmak için
1 su bardağı soğuk süt
Süslemek için
Fildişi ganaj
Arjantin şekeri
Şeker hamuru
YAPILIŞI:
Oda ısısındaki yumurta ile şekeri iyice çırpın. Kuru malzemeleri bir kaba eleyin ve karıştırın. Yumurtalı karışıma ekleyip karıştırın. Sadece alt kısmını yağladığınız kalıba döküp önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında pişirin. Kalıptan çıkarıp soğumaya bırakın. Pandispanyayı bir gün önceden yaparsanız sonuç daha başarılı olur. Diğer yandan sıvı kremayı bir kaba koyup kaynama derecesine kadar ısıtın ama sakın kaynatmayın. İyice ısınınca parçaladığınız çikolatayı içine atıp ocağı kapatın. Karıştırarak çikolatanın erimesini sağlayın. Oda ısısına gelene kadar karıştırarak bekletin. Bu aşamada çikolata tavlanmış olacak. En iyisi mermer tezgah üzerinde tavlamak ama yoksa yayvan bir kapta yapabilirsiniz. Soğuyan keki 3 parçaya ayırın. Her parçayı sütle ıslatıp aralarına ganaj sürerek pastayı oluşturun. En üstüne ganajı döküp yayın ve kenalarını da sıvayın. Buzdolabına kaldırıp bir süre bekleyin. Dolaptan çıkarıp aynı işlemi tekrarlayın. Pasta kağıdının üç kenarına yağlı kağıt koyup pastayı ortasına alın. Fildişi ganajı yağlı kağıt üzerine rendeleyin. Pastanın kenarlarını kaplayın. Üzerini istediğiniz şekilde süsleyebilirsiniz. Ben küçük gala çiçekleri denedim:))İki dakikada bu kadar oldu...
AFİYET OLSUN!!!!!!!
Bu güne kadar o kadar çok yemekli misafirim oldu ama ben hiç bir zaman masanın resmini çekmeyi beceremedim:)) Ya yemeğe başlamadan çekmeyi unuttum ya da insanlara bir dakika kaşıklarınızı bırakında ben bir resim çekeyim diyemedim:))) Bu resmide çekeli uzun zaman oldu. Bu sefer akıllılık edip misafirler gelmeden masanın resmini çektim bu seferde ana yemeklerin resmi yok malesef:))) Masaya tabaklar büyük gelince biraz tıkış tepiş oldu ama yapacağım bir şey yoktu:)) Baktım menüler kategorim bomboş duruyor bende yayınlayayım bari dedim. İyi etmişmiyim sizce:)))
Menüde neler mi vardı?
Mercimek çorbası
Zeytinyağlı haşlama pilav
Karnıyarık
Mantarlı Hasan Paşa köfte(tamamen benim uyduymalarımla:)))
Zeytinyağlı biber dolması
Etli yaprak sarması
Zeytinyağlı barbunya
Süzme yoğurtla yapılmış cacık
Mevsim salatası
İçecek olarak vişne suyu
Yemekten sonra çayın yanına
Peynirli poğaça
Elmalı kek
Uzun zamandır arkadaşlarım beni sobeliyorlar ama ben yoğunluktan bir türlü cevap yazamıyorum. Ama bilsinlerki hiç birini unutmuyorum. Gerçekten yoğunum ve fırsat bulamıyorum. Bazen tariflerim bile kaydettiğim sırayla yayınlanıyor. Lütfen bana kırılmayın oldumu....Hepinizi çok seviyorum:)))
İlk sobe yeniyıl etkinliğinde tanıdığım arkadaşım Duyuşen yani http://sanalkadraj.blogspot.com
Yemek olsam...Her türlü yemeği severek yerim ama en çok sevdiğim lezzetler tuzlu olanlardır.Tatlıyla pek işim olmaz yani:))
Müzik aleti olsam...Klasik müzik dinlemeyi çok seviyorum. Sanki beni sakinleştiriyor,dinlendiriyor. O yüzden piyano olurdum herhalde
Aylardan....İlkbaharı çok severim.Hani derler ya nisan mayıs ayları gevşer gönül yayları. Aynen benimde içim içime sığmaz o havaların yeni ısınmaya başladığı zamanlarda.
Ayakkabı olsam...Hani şöyle çivi topuklu,taşlı,süslü püslü ayakkabılar vardır ya çok severim onları ama bütün gün ayakta olduğum için giyemem:(( Giyemesemde almayı çok severim. Ben bir ayakkabı delisiyim çünkü:))
Kıyafet olsam...İşim gereği sürekli spor giyiniyorum. Çokda seviyorum. Ama hep isterdim şöyle takım elbiselerle cici bici ayakkabılarla bakımlı tırnaklar ve fönlü saçlarla çalışmayı. Ama masa başında uzun süre oturamayacak kadar hareketliyimdir. Yani hiçbir zaman yapamayacağım bir hayal benim için. Helede laboratuvar ortamında olunca:))
İkinci sobe Ayşe ablamdan yani http://anneminkiziyim.blogspot.com dan.
HAYATIN BANA ÖĞRETTİĞİ 3 ÖNEMLİ ŞEY
1.Her zaman şükretmek. Derdi veren Allah'ın dermanıda vereceğine inanıp isyan etmemek.
2.Allah herşeyin hayırlısını versin demek. Eskidende bu söze çok inanırdım ama hiç dile getirmezdim. Evlendikten sonra eşimin ağzından eksik olmadığını gördükçe bende çok sık kullanır oldum.
3.Sevgiyi gizlememek. Biz örf adetlerimiz doğrultusunda sevgimizi belli etmeyeyi öğrenmişiz hep ama annem öldüğünde anladım çok yanlış olduğunu. Keşke yanımda olsaydıda onu ne kadar sevdiğimi sık sık söyleyebilseydim diye düşünüp duruyorum:((
Vee 3. Sobe sevgili Yaren'den yani http://yarenle.blogspot.com dan. Hakkımdaki yedi gerçeği açıklamam gerekiyormuş:)) Pek kolay olmayacak ama elimden geleni yaparım...
1.Çok sakin bir yapım vardır. Oğlumun sonu gelmez sorularına bile sabırla cevap verebiliyorum:)) Ama damarıma basılmadığı sürece:))
2.Rahatıma çok düşkünümdür ama sevdiklerim için herşeyi yapabilirim. Gecenin bir yarısı rahatımı bozup mantı bile yaparım:))
3.Asla uzun süre bir yerde oturamam. Sürekli hareket halindeyimdir:)) Gün içinde defalarca iş arkadaşlarımı dolaşır dururum...
4.Babamı küçük yaşta kaybettiğimden beri panik atak durumlar yaşıyorum. Fazlasıyla evhamlıyımdır. Eşim söylediği saati beş dakika geçirse anında gerilirim. Bin türlü felaket senaryosu yazabilirim:))
5.Her zaman temkinliyimdir insanlara karşı. Kimseyi iyice tanımadan samimi olmamaya çalışırım. Çok çabuk kırıldığım için kendimi korumak için yaptığım birşey olsa gerek:))
6.Bildiğim konularda hiç susmadan konuşabilirim:)) Bilmediğim konularda ise hiç sesimi çıkarmam.
7.Çooook utangacımdır. Hemen yanaklarım kızarır:)) Bu yüzdende duygularımı çok iyi saklayabilirim:))
Sanırım beni sobeleyenler bu kadardı. Unuttuğum varsa lütfen hatırlatsın. Bu kadar geciktiğim içinde lütfen kimse kusuruma bakmasın. Artık sobelenecek kimse kalmamıştır diye düşünüyorum,o yüzdende isim yazmıyorum. Sobelenmeyen arkadaşlar varsa üstüne alınabilirler:)))