Saturday, October 31, 2009

SALATALIK TURŞUSU

Artık turşu zamanı geçmedi mi dediğinizi duyar gibiyim. Doğru geç kaldım ama hem işyerim hemde evim aynı zamanda taşınınca 4 hafta kadar internet bağlantısız yaşamak zorunda kaldım ve bütün kış hazırlıklarım geç kaldı. Arşivde yer alması için yayınlamak istedim. Hem mutlaka seneyede lazım olacak dimi yani:)) Rahmetli annemden öğrendiğim turşu metodu. Şimdiye kadar hiç şaşmadı. Hatta yaz başında turşu suyunu bolca hazırlayıp cam kavonozlarda saklıyorum. İçine konacak sebzeleri aldıkça hazır turşu suyumu kullanıyorum:)) Neden derseniz mutlaka kaynamış soğumuş su kullandığım için en azından soğuma aşamasını önceden halletmiş oluyorum:))
MALZEMELER:
İstediğiniz kadar turşuluk salatalık
1 baş soyulmuş sarımsak
1 lt turşu suyu için 5 silme yemek kaşığı turşu tuzu
1 lt turşu suyu için 1 çay bardağı sirke
1 avuç nohut
1 yemek kaşığı toz şeker
YAPILIŞI:
Salatalıkları suya koyup bir süre aralarındaki çamurların çıkması için bekletin. İyice yıkayıp bir kenara alın. Sarımsaklarınız soyulmamışsa dişlerine ayırıp su dolu bir kapta bekletin ki kabukları kolay soyulsun. Turşu için kullanacağınız suyunuzu iyice kaynatıp soğuması için bir kenarda bekletin. Nohutları yıkayıp kenara alın. Kavonozun içine salatalıkları ara sıra sarımsak ve nohut ekleyerek sıkı sıkı yerleştirin. Ayrı bir kapta soyuyan suya toz şeker,tuz ve sirkeyi koyup eriyene kadar karıştırın. Eğer tuzunuz şu kolay erimeyen tuzlardansa onu sıcak su içinde eritin. Hazır olan turşu suyunu salatalıkların üstünü örtene kadar kavonoza doldurun. Üzerine bir ağırlık yada bu iş için satılan plastik parçayı koyup kavonozu kapatın. Serin ve karanlık bir yerde saklayın.
Nohut turşu suyunun daha berrak olmasını sağlıyormuş. Rahmetli annem öyle söylerdi.
Şeker turşunuzun daha çabuk olmasını sağlıyor. Sirkeyi çok sevenlerdenseniz damak tadınıza göre sirke ve sarımsak ekleyebilirsiniz. Salatalıklar renk değiştirip sarımsı olduğunda turşunuz olmuş demektir. Eğer daha çabuk olmasını istiyorsanız sıcak su kullanın.
AFİYET OLSUN!!!!!!!!!!!!!!

Monday, September 28, 2009

KİVİ MARMELATI

Bu tarif hiç bildiğim birşey değildi aslında. Evde kalan iki adet iyice olgunlaşmış kivi bu marmelata sebep oldu. İyi mi oldu derseniz bence iyi oldu. En azından görüntüsü çok hoş oldu. Tadına bakanlarda beğendiğine göre yayınlamaya layık bulundu vee karşınızda kivi marmelatı :))) Yaptıktan sonra nette biraz araştırdım daha önce kivi reçeli ve marmelatı deneyenler çok olmuş ama benim ilk defa yapıp ilk defa tattığım bir lezzet. Kavanozlar dolusu yapmasamda evde çeşit olsun,masaya renk katsın diye her sene bir kavanoz yapacağım bir marmelat tarifi olarak atasofrası menüsüne eklenmiş oldu......
MALZEMELER:
İstediğiniz kadar kivi(olgunlaşmış)
Toz şeker(Miktarı aşağıda belirtilecek)
Birkaç damla limon suyu
1 çay kaşığı tereyağ(çok köpüklenmemesi için)
YAPILIŞI:
Olgunlaşmış kivileri yıkayıp kabuklarını soyun. Üzerinde küçük kıllar kalmışsa tekrar yıkayıp iyice süzdürün. Rendenin kalın tarafı ile rendeleyip bir kaba koyun ve miktarını belirleyin. Rendelenmiş kiviyi tencereye boşaltın. Aynı ölçüde toz şekeri ve bir çay kaşığı tereyağı ekleyip ocağa koyun. Şeker eriyip kivi ile iyice karışınca ara sıra karıştırarak pişirin. Buzdolabında soğuttuğunuz çay tabağına marmelattan küçük bir parça damlatın. Tabağı çevirdiğinizde yavaş yavaş aşağı akıyorsa marmelatın kıvamı olmuştur. Unutmayın soğuduğunda ve dolaba konduğunda daha da koyulaşacak. En son birkaç damla limon suyu damlatıp bir taşım daha kaynatın. Kaynar durumdayken temiz kavonoza koyup kapağını sıkıca kapatın. Temiz bir bezin üzerine kavonozu ters çevirerek bir gece bekletin. Bu şekilde vakumlanan kapak sıkıca kapanacak ve bütün sene reçeliniz bozulmadan durabilecektir.
AFİYET OLSUN !!!!!!!!!!!

Monday, September 14, 2009

TARHANA YAPIMI

Rahmetli annemden öğrendiğim ev tarhanası...Aslında evde birsürü tarhanam vardı bu sene. Ama küçük oğlum artık kocaman bir adam oldu ve tarhana yemesi gerekiyor:)) Evdeki bütün tarhanalar ya acı ya da baharatlı olunca bende oğlum için acısız bir tarhana yoğurdum. Bu sayede az yapmak isteyenler içinde ölçü elde etmiş oldum. Bu ölçülerden 2,5 kilo kadar tarhana çıktı. Siz isterseniz ölçüleri arttırıp azaltabilirsiniz.
MALZEMELER:
2 adet domates
2 adet kırmızı biber
2 adet çarliston biber
1 adet kurusoğan
1 kase haşlanmış nohut
1 kase süzme yoğurt
Aldığı kadar un
YAPILIŞI:
1- Nohutları bir gece önceden suya koyup bekletin. Ertesi gün haşlayıp suyunu süzün. Bütün sebzeleri iyice yıkayıp temizleyin.
2-Sebzeleri iri parçalar halinde doğrayın. Üzerine 1,5 su bardağı su ekleyip ocağa koyun.
3- Sebzeleri iyice yumuşayıncaya kadar pişirip ocaktan alın.
4-Haşlanmış olan nohuta pişen sebzeleri ekleyip rondodan geçirin. Bu aşamada ince tel süzgeçtende geçirebilirsiniz. Ama ben sebzelerin kabuklarını atmak istemediğim için rondodan geçiriyorum. Merak etmeyin daha sonra bu kabuklar çorbanın üstünde yüzmüyor çünkü çok uzun aşamalardan geçeceği için görünmez hale geliyorlar.
5-Rondodan geçen sebzelerle koyu bir püre elde edin.
6-Bu püreye süzme yoğurt ekleyip elinizle iyice karıştırın.
7-Püreye aldığı kadar un ekleyip sertçe bir hamur elde edin. Bu hamuru büyükçe bir kaba koyup üstünü bezle yada kapakla örtün. Bu şekilde yaklaşık 5-7 gün kadar bekleyecek. Ne kadar uzun süre beklerse o kadar ekşi bir tarhana elde edersiniz. Bu süre zarfında tarhananız mayalanacağı için çokça kabaracak. Hergün sabah akşam yumruklarınızla tarhanayı yoğurup içindeki havayı çıkarmanız gerekiyor. Tarhananın kabarması durup güzel bir tarhana kokusu duyduğunuz zaman olmuş demektir.
1-Mayalanması biten tarhanayı elinizle yada bir kaşık yardımıyla küçük parçalara bölüp temiz bir bez üzerine yayın. Oda ısısında direk güneş görmeyen havadar bir yerde ara sıra önünü arkasını çevirerek kurutmaya çalışın.
2-Elinizle ufaladığınızda parmaklarınıza yapışmıyorsa hamurları biraz daha ufalayın. Bu işlem daha kolay kuruması ve rondodan geçirirken kolaylık olması için.
3-Biraz daha kuruyan tarhananızı daha da küçültüp ara sıra karıştırarak kurutmaya devam edin.
4-İyice kuruyan tarhanayı rondodan geçirerek temiz bir bez üzerine yayın. Gelip geçtikçe karıştırarak iyice kurumasını sağlayın.2-3 gün oda ısısında kurutup cam kavonozda yada bez torbalar içinde saklayın. Sakarya çok nemli olduğu için ben cam kavonozda saklıyorum. Bu şekilde uzun süre dayanıyor.
AFİYET OLSUN!!!!!!!!!!!!!

Wednesday, September 9, 2009

ÜMMÜŞ ÇORBASI

Neden Ümmüş çorbası derseniz. Tarifi arkadaşım Ümmüş'den aldım:)) Oda bir iftar yemeğinde yemiş ve çok beğenince tarifini alıp denemiş. Anlatınca hemen denemeliyim dedim. Çünkü yapımı ilginç,kendisi lezzetli ve özellikle çocuklar için besleyici bir çorbaydı. O akşam denedim ve ailece bayılarak yediğimiz bir çorba oldu bizde adını Ümmüş çorbası koyduk:)) Aslında her zaman yaptığımız yoğurt çorbası malzemeleri ama yapım aşaması değişik. Zaten dikkatimi çeken de o olmuştu. Eğer yoğurt çorbası yaparken kesilmesinden şikayetçi iseniz birde bu pişirme yöntemini deneyin. Kesinlikle kesilme diye bir risk yok. Çorba adeta kadife görünümünde,pürüzsüz ve oldukça kıvamlıydı. Deneyin pişman olmazsınız.
MALZEMELER:
3 adet tavuk baget
2 avuç erişte
2,5 su bardağı yoğurt
2 yemek kaşığı tepeleme un
1 adet yumurta
1-2 yemek kaşığı tereyağ
Kırmızı pul biber
YAPILIŞI:
Tavuk bagetleri iyice yıkayıp su ile haşlanmaya bırakın. İyice pişince etleri tencereden alıp içine erişteyi koyup pişmeye bırakın. Ayırdığınız tavuk etlerini derilerini ayırdıktan sonra küçük küçük didikleyin ve kaynayan erişteli tavuk suyuna ekleyin. Diğer yanda yoğurt,yumurta ve unu başka bir tencereye koyup iyice çırpın. Hiç su eklemeden ocağa koyup sürekli karıştırarak pişirin. Sakın korkmayın yoğurt kesilmiyor aksine muhallebi gibi kıvamlı bir şekilde pişiyor. Yoğurt ocakta fokurdamaya başlayınca kaynayan tavuk suyundan ilave edip sulandırın. Diğer tenceredeki malzemeleride üstüne ekleyip karıştırarak pişirin. Erişteler pişince çorbanız hazır demektir. Çorba oldukta koyu kıvamlı oluyor. Zaten özelliği buymuş. Ama siz nasıl yemek isterseniz ona göre tavuk suyu ekleyebilirsiniz. Üstüne kızdırılmış kırmızı biberli yağ dökerek servis yapın.
AFİYET OLSUN!!!!!!!!!!

Wednesday, August 5, 2009

ELMALI TURTA

Uzun uzun aralar veriyorum farkındayım ama hayat öyle hızlı geçiyor ki benim için yetişemiyorum artık desem yeridir. İşe başlayınca eve döndüğüm her saniye evime ve çocuklarıma vakit ayırmaya çalışınca ve herşey düzeninde gitsin bozulmasın diye uğraşınca bazı şeyler ikinci plana ister istemez atılıyor galiba. Bende yeni şeyler deneyemeyince bari arşivimde bekleyen tarifleri yayınlayayım dedim. Tarif Emine Beder'e ait. Bu tarifi yıllardır yaparım ve ev ahalisinin bayılarak yediği her misafirimin önüne korkmadan çıkarabildiğim bir turtadır. Üstelik birkaç gün bayatlamadan saklanabilir. Bu ölçülerle büyük boy fırın tepsisine göre oluyor ama siz o kadar çok istemezseniz yarım ölçü hazırlayıp 28 cm lik kelepçeli kek kalıbında da yapabilirsiniz. Bu şekilde daha güzel bir görünümü oluyor.
MALZEMELER:
Hamuru için:
2 adet yumurta
1,5 su bardağı toz şeker
1 paket margarin yada tereyağ(oda ısısında)
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un(Ele yapışmayan kurabiye hamuru kıvamında bir hamur olacak)
İç harcı için:
6 adet orta boy elma
Yarım su bardağı toz şeker
1 su bardağı iri dövülmüş fındık yada ceviz içi
1 tatlı kaşığı tarçın
Üzerine serpmek için:
Pudra şekeri
YAPILIŞI:
İlk önce elmaları iyice yıkayıp kabuklarını soyun. Hızlıca rendeleyin ve içine toz şekeri ekleyip ocağa koyun. Renk değiştirip koyulaşana kadar pişirin. Ateşten alıp içine fındık ve tarçını ekleyip iyice karıştırın. Soğuması için bir kenara alın. Diğer bir kapta hamur malzemelerini iyice yoğurarak hamuru hazırlayın. İki parçaya bölün. Bir parçasını ceviz büyüklüğünde parçalara ayırıp dondurucuya kaldırın. Ayırdığınız diğer parçayı elinizle yağlanmış kabın içine bastırarak yayın. Ne kadar ince olursa o kadar güzel oluyor. Soğuttuğunuz harcı hamurun üstüne yayın. Dondurucuda bekleyen parçaları tek tek alarak harcın üstüne rendenin kalın tarafı ile rendeleyin. Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında üstü kızarana kadar pişirin. Soğuduktan sonra pudra şekeri serperek dilimleyip servis yapın
AFİYET OLSUN!!!!!!!!!!

Monday, May 25, 2009

KAYNANA BOĞAN KURABİYE:)))

Şimdi diyeceksiniz ki aylarca evde yatıp böyle kötü planlar mı yaptın :)) Yok çok şükür öyle bir çabam. Zaten herkesin bildiği nişastalı kurabiye ama bu ad çok yakıştığı için böyle yayınlamak istedim. Nişastayı sevenler için güzel bir lezzet. Ama servis ederken yanında içecek birşey ikram etmeyi unutmayın yoksa adına layık bir kurabiye oluverir:))
Tarif tarif defterinden Hülyalı adlı üyeye ait. Kendisine teşekkür ediyorum.
MALZEMELER:
400 gr mısır nişastası
1 su bardağı un
1 su bardağı pudra şekeri
1 paket vanilya
2 yumurta
250 gr tereyağ yada margarin(eritilmiş)
YAPILIŞI:
Bütün malzemeleri ekleyip ele yapışmayacak şekilde hamur yoğurun. İstediğiniz gibi şekil verip yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine dizin. Önceden ısıtılmış 150 derecelik fırında 30-35 dakika ya da fırınınızın özelliğine göre kontrol ederek beyaz kalacak şekilde pişirin.
AFİYET OLSUN!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Thursday, May 21, 2009

PROFİTEROL

Evet uzun bir aranın ardından açılışı güzel bir tatlıyla yapalım. Umarım artık düzenli yazabilirim. Aslında çok tatlı yemeyen biri olarak bu dört ayı gözlerim heryerde tatlı arayarak geçirdi. Durum böyle olunca da yeni tarifler denendi. Beğenilenler resimlenip kaydedildi:)) Bu tarif Oktay Usta'ya ait. Yapımı çok kolay ama sonuç süper lezzetli. Sizde profiteröl severseniz mutlaka deneyin derim. Bu ölçülerle 80-90 adet profiteröl hamuru çıkıyor. Yani üç tepsi kadar. Çünkü kabarma payını düşünüp iki cm aralıklarla sıkmak gerekiyor. Hamur fazla gelirse pişirip buzdolabında 3-4 gün derin dondurucuda aylarca saklayabilirsiniz. Ama fazla geleceğini sanmam bizim evde bir akşamda bitti:)) Krema ölçüsü tam geliyor fakat çikolata sosu iki ölçü yapmakta fayda var.
MALZEMELER:
Hamuru için:
1,5 su bardağı su
1,5 su bardağı un
100 gr tereyağ ya da margarin
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 tutam tuz
4 adet yumurta
Kreması için:
Yarım litre süt
4 çorba kaşığı un
1 su bardağı toz şeker
1 poşet toz şanti
Üzeri için:
1 paket çikolata sosu
Yarım litre süt
YAPILIŞI: Tencereye su,yağ,tuz ve şekeri koyup ocağa koyun. Kaynamaya başlayınca azar azar un ekleyerek karıştırın. Unun tamamını ekleyince tahta kaşıkla hızlı hızlı karıştırarak kısık ateşte pişirin. Pişen hamuru kenara alıp soğumaya bırakın. Ara sıra karıştırarak soğumasını sağlayın. Elinizin dayanacağı sıcaklığa gelince içine tek tek yumurtaları ekleyin. Her kırdığınız yumurtayı mikserle hamura iyice yedirmeden diğerini kırmayın. Hamur kekten daha sert ama kurabiyeden yumuşak yapışkan bir hal alıyor. Sıkma torbasına hamuru doldurup yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine küçük toplar halinde sıkın. Önceden ısıtılımış 150 derecelik fırında 50-60 dakika yani hamurlar kabarıp kızarana kadar pişirin. Hamuru pişirirken fırını asla açmayın. Pişen hamurları fırını kapatıp soğuyana kadar fırından çıkarmayın. Yoksa hamur çökebilir. Diğer yandan krema malzemelerini tencereye koyup muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin. Mikserle çırpıp havalandırın ve dolaba kaldırın. İyice soğudukça krema koyulaşıp kıvama gelecektir. Kremayı sıkma torbasına boşaltın. Pişirdiğiniz hamurları torbanın ucu ile bastırıp delin ve krema ile doldurun. Hamur kremayı ittiğinde dolmuş demektir. Hazır çikolata sosunu tarifine göre pişirin. Ilınınca hazırladığınız hamurların üstüne döküp hemen servis yapın. Yoksa hamurlar yumuşayabilir.
PÜF NOKTALARI:
1.Hamura koyacağınız yumurtalar mutlaka oda ısısında olmalı.
2.Yumurtaları hamur iyice soğuyunca ekleyin
3.Yumurtaları iyice hamura yedirmeden bir diğerini eklemeyin.
4. Fırın mutlaka ısıtılmış olmalı
5.Hamurlar pişine kadar fırının kapağını asla açmayın.
6.Pişme işlemi bitince fırını kapatın ve hamurları içinde 15-20 dakika soğumaya bırakın. Bu süre sonunda fırının kapağını
açın.

AFİYET OLSUN!!!!!!!!!!!!!!

Saturday, March 21, 2009

BİZ GELDİİİİK!!!!!!!!!!!

Eveeeet sonunda döndüm ama yanlız değil. Artık küçük oğlumda hayatımıza eşlik ediyor. Benim sabırsız oğlum 18 Ocak'ta 37 haftalık olarak dünyaya geldi. Çok şükür sağlıklı bir bebek olarak doğdu,ikimizde zor günler geçirdik ve sonunda atlattık çok şükür. Şimdilik gaz problemiyle boğuşuyoruz. Onuda bitirince yeni tariflerle burada olmayı umuyorum. Allahım bunca zaman sonra küçük bir bebekle ilgilenmek ne kadar zormuş. İnsan annesinin kıymetini birkez daha anlıyor:)) İlk bebeğimde annem bakmıştı üç ay oğluma. Ben bu zor zamanlarını hiç hatırlamıyorum onun.. Çünkü sadece emziriyor ve kaçıyordum. Annem bana süt anne diyordu:)) Şimdi anlıyorum ne kadar zor olduğunu. Boşuna dememişler ana gibi yar olmaz diye. Öyle arıyor,öyle özlüyorum ki anlatamam. Kaç gündür ıspanaklı börek istiyor canım. Ama fırsat bulup yapmak ne mümkün. Rahmetli anacım olsa çoktan yollardı kargoya verip ... Aman neyse ben sadece oğlumun doğuşunu haber vermeye gelmiştim sizi de üzmeden gideyim artık. En yakın zamanda görüşmek üzere......
sevgiler.....