Sunday, March 30, 2008

PASTAKOLİK VE GANAJ PASTA!!!

Bu ayki etkinliğimiz pastakolik. Ev sahibimiz sevgili Pastacafe. Ben son anda yetiştirdiğim için yeni yayınlayabiliyorum ama umarım geç kalmamışımdır....
MALZEMELER:
Pandispanya için(18 cm lik kalıp için)
3 yumurta
10 yemek kaşığı tozşeker
11 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı kakao
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya

Ganaj için

200 gr sıvı krema

350 gr bitter kuvertür

Pandispanyayı ıslatmak için

1 su bardağı soğuk süt

Süslemek için

Fildişi ganaj

Arjantin şekeri

Şeker hamuru

YAPILIŞI:

Oda ısısındaki yumurta ile şekeri iyice çırpın. Kuru malzemeleri bir kaba eleyin ve karıştırın. Yumurtalı karışıma ekleyip karıştırın. Sadece alt kısmını yağladığınız kalıba döküp önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında pişirin. Kalıptan çıkarıp soğumaya bırakın. Pandispanyayı bir gün önceden yaparsanız sonuç daha başarılı olur. Diğer yandan sıvı kremayı bir kaba koyup kaynama derecesine kadar ısıtın ama sakın kaynatmayın. İyice ısınınca parçaladığınız çikolatayı içine atıp ocağı kapatın. Karıştırarak çikolatanın erimesini sağlayın. Oda ısısına gelene kadar karıştırarak bekletin. Bu aşamada çikolata tavlanmış olacak. En iyisi mermer tezgah üzerinde tavlamak ama yoksa yayvan bir kapta yapabilirsiniz. Soğuyan keki 3 parçaya ayırın. Her parçayı sütle ıslatıp aralarına ganaj sürerek pastayı oluşturun. En üstüne ganajı döküp yayın ve kenalarını da sıvayın. Buzdolabına kaldırıp bir süre bekleyin. Dolaptan çıkarıp aynı işlemi tekrarlayın. Pasta kağıdının üç kenarına yağlı kağıt koyup pastayı ortasına alın. Fildişi ganajı yağlı kağıt üzerine rendeleyin. Pastanın kenarlarını kaplayın. Üzerini istediğiniz şekilde süsleyebilirsiniz. Ben küçük gala çiçekleri denedim:))İki dakikada bu kadar oldu...

AFİYET OLSUN!!!!!!!

Saturday, March 29, 2008

DİYET ETKİNLİĞİ VE İKİ TARİF:))

Allahım o kadar çok etkinlik var ki bu ay yetişemiyorum. Aslında çoook yogun günler geçiriyorum ama sevgili arkadaşlarım Ayşe,Yaren,Dilek ve Aynur hergün yeni tarifler araştırıp,yapıp,yiyip yaza tombik tombik girecek olan blogcuları düşünmüşler ve bu güzel etkinliği düzenlemişler:)) Bende son andada olsa yetişip tarifimi yayınlıyorum.
Hepimiz biliriz ki lezzetli olan şeyler hep bol kalorilidir:)) Ama bu salatalar hem lezzetli hemde düşük kalorili. Hatta yanlız başına yenecek kadar da sağlıklı....Aaa ekmeksiz,yoğurtsuz,etsiz diyet olmaz tabikii. Galiba en iyisi herşeyden yemek ama kararında yemek. Tabi bunu yapabilenede aşk olsun:)))
İki salatanında ana malzemesi haricinde bütün malzemeler aynı. O yüzden tek tarif olarak anlatıyorum.
MALZEMELER:
200 gr kültür mantarı yada 1,5 su bardağı haşlanmış mısır
Taze soğan
Salatalık
Domates
Maydonoz
İsterseniz dereotu
Kırmızı yağ biberi
Limon
Zeytinyağı
Tuz
YAPILIŞI:
Mantarları saplarından sıfırlayarak kesin ve yıkayıp limonlu suda haşlayın. Mısır kullanacaksanız konserve mısırsa suyunu süzün. Ben dondurucuya yazın koyduğum mısırları kullandım. Tüm yeşillikleri ince ince doğrayıp mantar yada mısır ile bir kaba alın. Zeytinyağı,tuz ve limonu bir kapta karıştırıp kaba ekleyin. Salatanız hazır....
AFİYET OLSUN!!!!!!!!!!!!!!!!!

Wednesday, March 26, 2008

HAMSİ BİTMEDEN!!!!!!!!!!!!!

Eeee hep kış hazırlığı yapacak değiliz ya....Bazı şeyleride yaz için saklamak lazım:)) Sizde bizim gibi hamsi düşkünüyseniz acele edin o zaman....
Hafta sonu sebze almak için pazara gittik. Aklımızda balık almak hiç yoktu. Taa kiii balık satılan yere gidipte hamsiye elveda yazısını görene kadar. Geçen senede son anda hamsiyi yakalayıp kilosuna 7 ytl veren ben elveda yazısını görünce tutuştum tabiki:)) Hemen 3 kilo hamsi alıp eve getirdik.
Gelelim nasıl yaptığımıza.....Ben hamsiyi iki şekilde koyuyorum dondurucuya.
Birincisi.....
Hamsileri iyice yıkayıp süzgece koyun iyice süzülsün. Daha sonra içine tuz ekleyip karıştırın. İsterseniz normal una isterseniz mısır ununa bulayıp hamsi tava yapar gibi yani kuyrukları ortaya gelecek şekilde kağıt yada plastik tabaklara dizin. Dondurucuya koymak için kalın poşetler tercih ederseniz daha uzun süre saklayabilirsiniz. Tabakları poşetleyip havasını iyice aldıktan sonra üzerine tarih yazarak dondurucuya kaldırın. Bu şekilde 3 ay tazeliğini yitirmeden saklayabilirsiniz. Dondurucudan çıkarınca hiç çözdürmeden tavaya koyun. Ortasına 2-3 yemek kaşığı sıvıyağ koyup arkalı önlü pişirin.
İkincisi....
Hamsileri kılçıklarını alıp fileto çıkararak temizleyin. İyice yıkayıp süzgeçte bekletin. Daha sonra içine tuz ekleyip karıştırın. Hamsi kuşu yapar gibi iki balığı birbirine yapıştırıp unlayın. Tabaklara sıra ile dizin. Aralarına yağlı kağıt koyarak üst üste dizebilirsiniz. Tabakları aynı şekilde poşetleyip saklayabilirsiniz. Dondurucudan çıkarınca çözdürmeden fritözde yada tavada nar gibi kızartın. Benim tercihim fritözden yana. Çünkü çıtır çıtır oluyor.
NOT: Dondurucudan çıkardığınız balıkları asla çözdürerek kullanmayın. Çok özel tarifler için çözdürmeniz gerekirse bu işlemi süt içinde yapın. Böylece dondurucu kokusu sinmemiş balıklar elde edebilirsiniz.
AFİYET OLSUN!!!!!!!!!!!!!!!

Friday, March 21, 2008

YE#32 ÇORBALAR VE İKİ TARİF

Adındanda anlaşılacağı gibi bu ayki etkinliğimiz çorbalar. Sevgili Lama etkinliğin ev sahibesi. Hepinizin bildiği gibi kendisi yeni anne oldu. Kendisine küçük bebeği ile mutlu ve sağlıklı bir ömür diliyorum. Yeni annelerin katı gıdalara geçtiklerinde kurtarıcısı çorbalardır malum:)) Bende oğlum küçükken o kadar çok çorba araştırdım ki tahmin bile edemezsiniz. Kocaman bir çorba arşivine sahibim:)) Oğlumun sadece çorba yediği dönemlerde günde 3-4 çeşit çorba hazırladığımı hatırlıyorum hem çeşit olsun hemde sıkılmasın diye:)) Tariflere geçmeden önce çocuğunuz küçükken kulağınıza küpe olması gereken bazı şeyler yazmak istiyorum. Aslında bu konuda bir kategori açmak istiyorum ama küçük bir bebeğe ihtiyacım var:)) Çünkü ancak o zaman resimli bebek menülerim olabilir....
*Bebeğiniz 1 yaşına gelene kadar yemeklerine tuz yada şeker eklemeyin. Tuz böbrek gelişimine zarar verebilir.
*Bebeğiniz 1 yaşına gelene kadar kesinlikle bal kullanmayın. Alerjik bünyeli çocuklarda ciddi problemlere yol açabilir.
*Bebeğinize ilk verebileceğiniz sebzeler kabak,patates ve havuçtur.
*Bebeğiniz için hazırladığınız çorbalarda kesinlikle kavurma işlemi yapmayın. Sebzeleri buharda pişirip püre haline getirmek en uygun metotdut.
*Bebeğiniz için hazırladığınız çorbalara sıvıyağ olarak zeytinyağı ekleyin ama çorba piştikten sonra üzerine çiğ olarak ekleyin.
*Bebeğiniz için hazırladığınız çorbayı yapılıp soğuduktan hemen sonra buz kalıplarına döküp dondurun. Kalıplardan çıkarıp buzdolabı poşetine koyarak üzerine tarih atın. Bu şekilde 6 hafta tazeliğini koruyarak saklayabilirsiniz. Malum çalışan bir anneyseniz hayat kurtarıcıdır:)) Kullanacağınız zaman iki kalıp çorbayı küçük bir cezve içinde çok kısık ateşte eritebilirsiniz.
*Bebeğinizin ayı ilerledikçe çorbalarında tavuk yada et suyu kullanabilirsiniz. Bu sularıda buz kalıplarında dondurup poşetlerseniz bebeğinize yetecek kadarını alıp kullanabilirsiniz.
*İlerleyen aylarda sebze çorbalarına baklagillerden ekleyebilirsiniz. En iyi tercih mercimektir. En kaliteli bitkisel protein mercimekte bulunuyormuş...
*Bebeğinizin yemeklerine salça kullanmayın. Konserve ürünlerden kaçının. Bunun yerine taze domatesi kullanın.
HAMUR ÇORBASI
Rahmetli halama ait bir tarif bu çorba. Ben küçükken ramazanlarda bize gelir babamla birlikte oruç tutardı. Çokta marifetliydi. Yemeğide çok severdi. Kendince icat ettiği tariflerden biride bu çorbaydı. Yani bana öyle söylemişti:)) Bir yöreye ait midir,bilinen bir tarif midir bilmiyorum. Tek bildiğim tadının çok güzel olduğu ve oğlumun severek yediğidir:)))
MALZEMELER:
1 su bardağı un
1 adet kurusoğan
2 diş sarımsak
4-5 bardak su
2 kaşık salça
Tuz
YAPILIŞI:
Kurusoğanı rendenin en ince tarafı ile rendeleyin. Bir su bardağı unu,tuzu ve biraz su ekleyerek hamur yoğurun. Hamurdan küçük parçalar kesip elinizle sulu köfte yapar gibi yuvarlayın. Unlanmış tepsiye koyup sallayarak birbirine yapışmasını engelleyin. Tencereye yağ koyup salçayı kavurun. Üzerine suyu ilave edip kaynatın. Kaynayan suya hazırladığınız hamurları ilave edip iyice pişirin. Pişen hamurlara sarımsak rendesini ekleyip bir taşım daha kaynatıp kapatın.Çorbanın daha koyu olmasını istiyorsanız biraz un ekleyebilirsiniz. Sıcak sıcak servis yapın. Daha ılık yemeyi tercih ediyorsanız tabağınıza biraz yoğurt ekleyebilirsiniz. O şekildede tadı çok güzel oluyor.
PİRİNÇLİ TAVUKLU ÇORBA
Aslında bu çorbayı şehriye ile yapıyorum ama bu sefer pirinçle yaptım.Çünkü çocuklar pilava bayılıyorlar ama çorbalarda pirinci pek sevmiyorlar. Ama damak tadı şimdiden gelişsin ileride yemek seçmesin diye her yolu deniyorum:))
MALZEMELER:
2 adet tavuk but
1 litre tavuk suyu
Yarım çay bardağı pirinç
2 yemek kaşığı salça
Zeytinyağı
Tuz
Nane ve kekik
YAPILIŞI:
Tavuk butları iyice yıkayıp haşlayın. Çok ince süzgeçten süzerek içinde partikül kalmamasını sağlayın. Tencereye zeytinyağı koyup salçayı ekleyin. iyice kavurduktan sonra süzdüğünüz tavuk suyunu ekleyin. Haşladığınız tavukların derilerini ayırıp etlerini didikleyin. Kaynayan çorbaya ekleyin. Pirinçleri iyice yıkayıp süzün ve tencereye ekleyin. Pirinçler iyice pişene kadar kaynatın. Tuzunu ve baharatlarını ekleyip ocağı kapatın.
AFİYET OLSUN!!!!!!!!!!!

Sunday, March 16, 2008

TRUFF VE ETKİNLİK 19

Bunlar benim acemi trufflarım. Dondurucuda uzun zamandır bekleyen cevizli kekimi değerlendirme projem aslında:))) Uzun zamandır pdçse ne katılmaya fırsat bulamıyorum. Bundan öncede davet eden arkadaşlarım oldu ama malesef ben yoğunluktan katılamadım:(( Bu sefer bari katılayım istiyorum. O yüzden bu trufflar porselen demlik çay saati etkinliği 19 in ev sahibesi http://yemekguncesi.blogcu.com/ için. Bu trufflaarın tam bir tarifi yok aslında. Yani içine ne isterseniz koyabilirsiniz. Ben sade yaptım,dışını çikolata ile kaplamak yerine kakaoya buladım. Siz hayal gücünüzü kullanın....
MALZEMELER:
1 ölçü krema
1 ölçü bitter çikolata(ben elit bitter kuvertür kullandım)
Ufalanmış kek parçaları
Bulamak için kakao
YAPILIŞI:
Keki bir gece önceden açıkta bırakıp bayatlamasını sağlayın. Ertesi gün elinizle ufalayın. Kremayı ocağa koyarak kaynama noktasına kadar ısıtın. Ocağı kapatıp çikolatayı ekleyin. Karıştırarak erimesini sağlayın. Biraz soğuyunca ufaladığınız kek parçaları ile karıştırın. Üstünü örterek bir gece buzdolabında dinlendirin. Ertesi gün ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayın. Bir kaba kakoyu dökün ve yuvarladığınız topları içine atıp ileri geri sallayarak kakaoya bulanmasını sağlayın. Küçük truff kağıtları ile servis yapabilirsiniz. Ben bu kağıtları daha yeni alabildiğim için resimde yoklar:)) Servise kadar buzdolabında bekletmeyi unutmayın.
AFİYET OLSUN!!!!!!!!!!!!!!!!!

Tuesday, March 11, 2008

İNEGÖL KÖFTE

Bu tarif yıllardır severek takip ettiğim evcininden. Baba tarafından İnegöl'lü olan ben bayılırım bu köfteye. Birkaç sene önce bu tarifi bulunca hemen denedim ve vazgeçilmezim oldu. Birkaç misafirimede yaptım ve hep çok beğenildi. Sizde inegöl köfte severseniz bu tarife bir şans verin belki sizde beğenirsiniz.
Ben tarifi Evcininden aynen kopyaladım. Çünkü o bütün ayrıntılarını yazmış.

Malzemeler : 55 adet küçük köfte için,
1 cup = 250 ml. lik su bardağı
tsp = tatlı kaşığı
1 kg. dananın döşünden çekilmiş kıyma (içindeki yağ ve et oranı inegöl köfte için çok uygun olduğundan özellikle bu tip kıyma çektirin.)
Yarım su bardağı bayat ve ufalanmış ekmek içi (galeta unu da olabilir.)
Yarım su bardağı su
1 yemek kaşığı tuz
2 tatlı kaşığı karbonat (Amerika'da "baking soda" adı altında bulunuyor.)
1 yemek kaşığı limon suyu
2 adet orta boy soğan (rendelenmiş)
Arzu ederseniz yarım su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri de ekleyebilirsiniz.
Tarif:
Kıymaya ufalanmış ekmek içi , su ve tuz ekleyin. Hepsini 10 dakika yoğurun. Kapaklı bir saklama kabı içinde 24 saat buzdolabında dinlendirin.
Ertesi gün sabahtan karbonatı ve limonu bir bardağın içinde karıştırın. Köpüren karışımı kıymanın üzerine dökün.
Soğanları rendeleyin ve köftelere katın. Bu aşamada isterseniz kaşar peynirini de ekleyin ve hepsini iyice yoğurun.
Kıymalardan ceviz büyüklüğünde parçalar koparın. Şekil verin. Saklama kabına dizip akşama kadar tekrar buzdolabında dinlendirin. Eğer köftelerin hepsini pişirmeyecekseniz, ayırdıklarınızı dinlendirmeden buzluğa kaldırabilirsiniz.
Akşama kadar dinlenen köfteleri pişirmeden 10 dakika önce buzdolabından çıkartın. Biraz, oda sıcaklığında bekleyen köfteler kendilerini bırakıp daha iyi pişiyorlar.
Izgara tavasını orta ateşte iyice kızdırın. Köfteleri, yağsız tavada arkalı önlü ızgara yapın. Ayrıca köftelerinizi mangalda veya önceden 200 C derece ısıtılmış fırında 15-10 dakika pişip, servis yapabilirsiniz..
Yanına kimyon, kırmızı tozbiber, sumak, kekik gibi baharatlar ve biber turşusu, domates, piyaz ya da patates kızartması gibi güzellikleri eklemeyi unutmuyoruz tabii.
Buzluktan çıkardığınız köfteleri çözdürmeden, hemen pişirin.

Thursday, March 6, 2008

BUGÜN BENİM DOĞUMGÜNÜM!!!!!!!!!!!!!!!


Şaka yaptıııııııım. Bugün benim doğum günüm değilll ama blogcuyla başlayan yayın hayatımın doğum günü. Yani artık 1 yaşındayıııııııım. İlk günlerde ne heyecanlarla yazdım sayfamı. Bakalım beni ilk gören kim olacak diye beklerken aynı gün keşfedildim sevgili arkadaşlarım tarafından. İlk yorumum ninodan gelmişti. Beni ilk sobeye davet edende sevgili aşevi olmuştu....Hergün gece yarılarına kadar oturup bloguma kaç kişi gelmiş diye bakıp durdum. 100 sayısını gördüğümde bayram ettim:))) İlk yazdığım tariflerde atladığım küçük ayrıntıların ne kadar önemli olduğunu anladım. Mutlaka hatalarımda oldu ama bu güne kadar güzel paylaşımlarla buluştuğumuza inanıyorum. Kimse beni kırmadı, üzmedi, arkadaş listesine kabul etti. Umarım güzel paylaşımlarla daha uzun yıllar beraber oluruz.

Tuesday, March 4, 2008

AKŞAM YEMEGİ MENÜSÜ:))

Bu güne kadar o kadar çok yemekli misafirim oldu ama ben hiç bir zaman masanın resmini çekmeyi beceremedim:)) Ya yemeğe başlamadan çekmeyi unuttum ya da insanlara bir dakika kaşıklarınızı bırakında ben bir resim çekeyim diyemedim:))) Bu resmide çekeli uzun zaman oldu. Bu sefer akıllılık edip misafirler gelmeden masanın resmini çektim bu seferde ana yemeklerin resmi yok malesef:))) Masaya tabaklar büyük gelince biraz tıkış tepiş oldu ama yapacağım bir şey yoktu:)) Baktım menüler kategorim bomboş duruyor bende yayınlayayım bari dedim. İyi etmişmiyim sizce:)))
Menüde neler mi vardı?
Mercimek çorbası
Zeytinyağlı haşlama pilav
Karnıyarık
Mantarlı Hasan Paşa köfte(tamamen benim uyduymalarımla:)))
Zeytinyağlı biber dolması
Etli yaprak sarması
Zeytinyağlı barbunya
Süzme yoğurtla yapılmış cacık
Mevsim salatası
İçecek olarak vişne suyu
Yemekten sonra çayın yanına
Peynirli poğaça
Elmalı kek