Uzun zaman oldu yine buralara uğramayalı...Ama yazmak lazım dedim kendime malum bu benim tariflerimi unutmamak için kullandığım bir günlük. Hem ileride gelinlerime lazım olacak :))
Artık hepimiz daha bilinçli anneler olduk, gün geçtikçe ailemizi hazır ürünlerden uzak tutma çabamız artıyor. Etrafım artık birçok bilinçli insanla dolu ve bu beni çok mutlu ediyor, en azından gelecek için biraz da olsa umutlandırıyor.
Tv de hazır sirkelerle ilgili kötü senaryoları gördükçe artık yapmak lazım dediğim bir ürün. Bizde çok tüketilmez ama turşularda kullanıyorum diye iki yıl öncesinde denemeye başladım. Hatta ilk denemelerimi çoğunlukla temizlikte ve bulaşık, çamaşır makinelerinde kullandım. Ama tadının piyasalardaki sirkelerle alakası olmadığını görünce bu sene tüm turşularımı kendi yaptığım elma sirkesi ile kurdum ve şimdiye kadar yapmadığıma pişman oldum.
Sirke yapmak hiç gözünüzde büyütülecek bir şey değil. Hatta zaman içinde öyle bir rutine giriyor ki her dakika kilerde yeni bir şişe oluveriyor.
Sirke konusunda en önemli unsur mümkün olan en doğal meyveleri kullanmak, ilaçsız,mumsuz.
Pek mümkün değil dediğinizi duyar gibiyim. Ama eminim ki her yerde ufak ta olsa bir köylü pazarı vardır.
MALZEMELER:
Büyükçe bir adet cam kavanoz
Siyah üzüm
İyi kalitede içme suyu
Varsa bir çay bardağı kadar doğal sirke
1-2 kaşık doğal bal
Varsa eski sirkenin anası (Resimdeki elma sirkesinin anası)
Tülbent
Lastik
YAPILIŞI:
Aslında eski zamanlarda sirke tamamen meyve ve su ile yapılırmış. Bu şekilde yapıldığında fermantasyon daha uzun süreceğinden olgunlaşması çok zaman alıyor. Tabi fermantasyonu hızlandırmak için içine nohut,bayat ekmek gibi şeyler ekleyenler de var ama ben önermiyorum. Çünkü doğal fermantasyona en yakın şekli en iyisidir diye düşünüyorum.
Sirke yaparken meyve yıkanmazmış çünkü üstündeki doğal bakteriler sirkeleşmeyi sağlayacak ama o sanırım eski zamanların en doğal ilaçsız meyveleri için söylenmiştir.
O yüzden sirke yapacağınız meyveyi bir gün önceden iyice yıkayın ama sirkeli suda falan bekletmeyin. Bir kağıt havlu üzerinde doğal olarak kurumasını sağlayın. Hatta bir iki gün oda ısısında bekletin ki üzerindeki o doğal bakteriler yeniden oluşsun.
Daha sonra sirkeyi yapacağınız kavanozu temiz su ve sirke ile şöyle bir çalkalayın. Üzümleri sapları ile beraber kavanoza koyun ve elinizle iyice mıncıklayın.
Eğer ilk defa sirke yapıyorsanız ve elinizde eski sirkenin anası yoksa içine bir miktar bal ve sirke ekleyin. Üstünü temiz içme suyu ile tamamlayın. Burada meyve miktarı en az kavanozun üçte biri kadar olmalı.Daha az meyve kullandığınızda sirke çok aromatik olmuyor.Daha sonra kavanozun ağzını temiz bir tülbentle kapatıp kenarına bir lastik geçirin.İlk gün altta duran üzümler daha sonra havaya çıkıyor. Bu yüzden meyveler tekrar dibe çökene kadar her gün tahta kaşıkla karıştırın. Bu işlem ortam ısısına göre 15-20 gün sürebilir. Eğer meyveler karıştırmadan uzun süre beklerse suyun üzerinde kalan kısım küflenebilir. Bu durumda o sirkeyi atmak gerekir
15-20 gün sonun da meyveler tamamen dibe çökünce karıştırmayı bırakın ve serin,karanlık bir yerde kavanozu saklayıp sabırla beklemeye başlayın. İlk önce kavanozun üzerinde ince tül gibi bir tabaka oluşacak bu sirke ananızın ilk oluşumu. Bundan sonrası zamana kalmış. Sirke anası zaman içinde kalınlaşacak,parmağınızla bastırdığınızda parçalanmayan jöle görünümlü bir hal alacak. Bu jöle kavanozun dibine çöktüğünde sirkeniz olmuş demektir. Ev yapımı sirkenin pH değeri 2.9 ile 3.5 arasında olmalıymış. Ben ölçtüm ve 2.9 u görünce yaptığım işten emin olup kullanmaya başladım.
Bu aşamadan sonra sirkeyi tülbentten süzüp kaplara koyun ve kapağını kapatıp saklayın.Oluşmuş anayı zarar vermeden sirkenin içinden alıp bir kavanozda üzerini geçecek kadar sirke ile saklayabilirsiniz. Bunu daha sonra sirke yapacağınız zaman bal ve sirke eklemeden direk şişeye koyarak kullanabilirsiniz.
Eğer kapağı hava alırsa ana üretmeye devam ediyor.
Sirke ne kadar beklerse o kadar lezzetleniyor. Turşularınızda gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz.
AFİYET OLSUN!!!!!!!